Samsun'un ilçelerinde taşımalı eğitimin yapıldığı okullarda öğrencilere yemek servisi verebilmek için onlarca kişiye istihdam sağlayan yemek firmaları, öğretmenevleri nedeniyle mağdur. Öğretmenevleri yetkisiz, belgesiz olarak, haksız rekabet oluşturduğu gibi yemek sektörünü ve çalışanlarını adeta sefalete itiyor.
Samsun'da taşımalı eğitim kurumlarının öğrencilerine verilen yemek servisi işi, okullar açılmadan yine yemek firmalarını zora sokacağa benziyor. Çünkü hemen hemen her ilçede faaliyet gösteren Karadeniz Yemek Sanayicileri Derneği'ne üye işletmeler, özellikle pandeminin etkisiyle de maddi ve manevi anlamda büyük sorun yaşarken, öğretmenevlerinin okullara yemek servisi işine girmesi işletmeleri kapanacak hale getirdi.
Kalite belgesi, yemek yapma ve ulaştırma yetkisi olmadığı gibi kilometrelerce mesafeden ilçeden ilçeye yemek servisi yapan öğretmenevlerinin, büyük paralar kazandığı, en üstten fiyat verdiği, yöneticilerin de bu haksız rekabete göz yumması, onlarca yemek fabrikasını, yüzlerce çalışanı işsiz kalmayla karşı karşıya getirdi.
Yemek Sanayicileri Federasyonu Başkan Yardımcısı, Karadeniz Yemek Sanayicileri Derneği Onursal Başkanı ve Can Yemek Fabrikası İşletmecisi Ercan Can ve Samsun 55 Catering Firma işletmecisi Süleyman Tekcan, Hedef Halk Gazetesi'ne yaşadıkları sorunlarla ilgili açıklamalarda bulundu.
Ercan Can ve Süleyman Tekcan, şunları söyledi: "Sektörümüzün istihdama katkısı çok büyüktür. Ülke genelinde yaklaşık dört yüz bin kişi istihdam ediyoruz. Samsun'da bu rakam yaklaşık 2 bin kişi. Samsun'da 22 firmayız."
Kamu İhale Kanunu'na göre düzenlenen taşımalı eğitim kapsamında öğrencilere yemek hizmeti ulaştırma yetkisinin ellerinden alınmasına ve öğretmenevlerine verilmesine tepki gösteren Ercan Can ve Süleyman Tekcan, Samsun Valisi Doç. Dr. Zülkif Dağlı ve İl Milli Eğitim Müdürü Coşkun Esen'e seslerini duyurmak isterken, "Tencere tava kaynamıyor" diyen işletme sahipleri, Samsun'da yaklaşık 2 bin kişinin istihdam edildiği yemek sektörünün iflas etmek üzere ve ocaklarını kapatmakla karşı karşıya olduğunu söyledi.
SEKTÖRÜMÜZ CAN ÇEKİŞİYOR
İşletme sahipleri Ercan Can ve Süleyman Tekcan, şunları söyledi: "Samsun'un bir çok ilçesinden üyelerimizin talep ve şikayetlerini dikkate alıyoruz. Üyelerimizin çoğu gerçekten zor durumda. İlçelerde belirli işletmelerin yemek ihtiyaçlarını karşılayan firmalarımızın asıl işlevi taşımalı eğitim kurumlarının yemek ihtiyaçlarını karşılamaktır. Sektörümüz, 2002 senesinde taşımalı eğitim kurumlarının faaliyete geçmesiyle birlikte gelişmeye başlamıştır. Maalesef son zamanlarda öğretmenevlerinin işimize müdahale etmeleri nedeniyle ciddi olarak mağdur durumdayız. Şu an hepimiz iflasın eşiğine gelmiş bulunuyoruz. Bu sıkıntı nedeniyle işyerlerini kapatan, işçilerine maaş ödemekle güçlük çeken birçok üyemiz var. Hatta bu sıkıntı nedeniyle bir arkadaşımız Terme'de intihar ederek hayatına son verdi."
ÖĞRETMENEVLERİ'NDE NELER OLUYOR?
"13 yıl önce Bafra Öğretmenevi'nde başlayan ve dalga dalga büyüyerek, bugün bizim ekmek teknelerimizi tehdit eder hale geldiler" diyen Ercan Can ve Süleyman Tekcan, şöyle dedi; "Ciddi duyumlar alıyoruz. Bu tarz kurumların yürüttüğü yemek hizmetlerinin artık bir rant aracına dönüştüğünü üzülerek belirtmek durumundayız. Bir çok ilçeden benzer şikayetler alıyoruz. Bu tarz iddialardan İl Milli Eğitim Müdürü'nün habersiz olması düşünülemez. Neden yönetici konumdaki bazı kişiler birçok defa görevden alındığı halde tekrar aynı göreve getiriliyor? Yine bu tarz kurumlar, mal alımlarını doğrudan teminle mi yapıyorlar, yoksa eş, dost, akraba işiyle mi yapıyorlar? Aynı soyadıyla mal alımı yaptıkları doğru mu? Öğretmenevlerinde yapılan harcamalarda usulsüzlük iddialarıyla ilgili de ciddi kaygılarımız var. Tek maaşla çalışan öğretmenevi müdürlerinin çocukları hangi özel okullarda okuyor? Bu tarz kurumların yıllık cirolarının yaklaşık 9-10 milyon TL gibi ciddi rakamlara ulaştığını ve senelik borç tutarlarının da oldukça yüksek olduğunu biliyoruz. Bu borç tutarlarında telaffuz edilen rakamlar resmi midir? Piyasaya olan borç tutarları yaklaşık 500 Bin TL'ye tekabül etmektedir. Bu kadar geliri olan bir kurumun acaba SSK ve vergi borcu var mı? Varsa bu paralar nereye harcanıyor? Yine bu kuruluşlar, yolcu taşıması gereken C plakalı araçlarla malzeme taşıyorlar. Bunun da duyumunu aldık."
YETİŞMİŞ AŞÇILARI İSTİYORUZ
Ercan Can ve Süleyman Tekcan, "Yine Havza Öğretmenevi'nin Canik İlçe Müdürlüğü'ne taşıma ihalesini aldığını öğrendik. SAGİMAT'ta faaliyet gösteren bir işyeriyle iş birliği içerisinde hareket ettiği iddia ediliyor. Bu üretimde kişisel menfaatler mi söz konusudur? Biz sektörün asıl sahipleri olarak yetişmiş aşcı bulamazken, Havza Öğretmenevi, deneyimli aşçıyı nereden ve hangi yöntemle temin etmektedir? Biz o Akşam Sanat Okulu'nda eğitim gören aşcı öğrencileri istiyoruz. Yetiştireceğiz, istihdam edeceğiz. Buradan sesleniyoruz, gönderin o öğrencileri bizlere" dediler.
İHALEYE GİRMEDEN İLÇE İLÇE PAYLAŞMIŞLAR
İşletme sahipleri, "Aldığımız duyumlara göre Kavak Öğretmenevi, Atakum ve Asarcık'ın, Bafra Öğretmenevi 19 Mayıs'ın, Alaçam Yakakent'in, Terme; Çarşamba, Salıpazarı ve Ayvacık'ın, yine Havza'nın Tekkeköy ve Canik'in taşımalı eğitim kurumlarının yemek ihtiyacını karşılayacak. Bu nasıl oluyor. Hani nerede ihale? Bu hizmetle ilgili şartnameler var. Zorunlu olması gereken kalite belgeleri var. Sürekli denetimden geçiyoruz. Tarım Müdürlüğü, SGK, maliye gibi. Peki Öğretmenevleri de denetleniyor mu? 125 öğrenci de bir personel bulundurmak zorundalar. Var mı? Yaklaşık 7-8 bin öğrencide bu rakam yaklaşık 70-80 personel yapar? Nerede bu personeller. Havza'dan Canik'e yemek taşınır mı?" diye sordular.
SAYIŞTAY RAPORU VAR YİNE DE GÖRMEZLİKTEN GELİYORLAR
İşletme sahipleri Ercan Can ve Süleyman Tekcan, "Yine Terme Öğretmenevi'nde yapılan bir ek binada kimya ve motor bölümündeki kimya bölümü iptal edilerek yemekhaneye çevrileceğini öğrendik. Burada aşçı mı yetiştirilecek? Bu tarz birimler Akşam Sanat okullarında olması gerekirken neden ilgisi olmayan bir kurumun bünyesinde faaliyet gösteriyor? Bu tarz oluşumlarda demirbaş malzemeler temin edilirken neden esnaf çeki kullanılıyor? Bu tarz soruları sormak durumundayız ve sormaya devam edeceğiz. Üstelik bu kurumların yemek tedariği ve ulaştırma hizmetleriyle ilgili herhangi bir yetki belgesi de bulunmuyor. İlgili yasa ve yönetmeliklerdeki açıklardan yararlandıklarını düşünüyoruz. Mahkeme kararları var, sayıştay raporunda öğretmenevleri bu işi yapamaz deniyor. Bu kararlar görmezlikten geliniyor. İlgili yasalar ortada. Kamuya açık. Bu kadar usulsüzce ilerleyen bir süreç yaşanıyor ki; biz yemek sektörüne yatırım yapmış iş insanları olarak şaşırıyoruz" diye konuştular.
TENCERE TAVA KAYNAMIYOR
"Yemek fabrikalarımızın pasifize edilerek iflasa sürüklenmesine göz yumamayız" diyen işletme sahipleri Ercan Can ve Süleyman Tekcan, sözlerini şöyle tamamladı; "Başta Valimiz olmak üzere ilgili devlet kurumlarının bu tarz usulsüzlüklerle ilgili ciddi denetimler yapmalarını ve sorumlulara gereken cezai müeyyideleri uygulamalarını bekliyoruz. Devletimiz işin erbabı olarak bize sahip çıkmayacaksa biz bu işi bırakalım. Biz üvey evlat değiliz? Valimizden, İl Milli Eğitim Müdürümüzden, Ticaret Odası Başkanımızdan bizlere yardımcı olmalarını bekliyoruz ve onlardan görüşme talep ediyoruz. Fabrikamızda tencere tava kaynamıyor. Milyonluk yatırımlar yaptık bizler. Bugün bankalarla dönüyoruz. Teminat göstermediğimiz tek bir şeyimiz kalmadı. İşçilerimizi çıkarsak, tazminat ödeyebilecek durumda değiliz. Tabiri caizse bitmiş durumdayız. Fabrikalarımız atıl vaziyette bekliyor. Ürün depolayamıyoruz, anlaşmalı olduğumuz özel sektör zorda. Biz zordayız, çalışanlarımız zorda. Onlara da sahip çıkılması gerekiyor. Bugün tencere tava eylem yapmayı düşünüyoruz. Samsun'da 2 bin kişi bu sektörden evine ekmek götürüyor. Lütfen sesimizi duyun."
Samsun'da taşımalı eğitim kurumlarının öğrencilerine verilen yemek servisi işi, okullar açılmadan yine yemek firmalarını zora sokacağa benziyor. Çünkü hemen hemen her ilçede faaliyet gösteren Karadeniz Yemek Sanayicileri Derneği'ne üye işletmeler, özellikle pandeminin etkisiyle de maddi ve manevi anlamda büyük sorun yaşarken, öğretmenevlerinin okullara yemek servisi işine girmesi işletmeleri kapanacak hale getirdi.
Kalite belgesi, yemek yapma ve ulaştırma yetkisi olmadığı gibi kilometrelerce mesafeden ilçeden ilçeye yemek servisi yapan öğretmenevlerinin, büyük paralar kazandığı, en üstten fiyat verdiği, yöneticilerin de bu haksız rekabete göz yumması, onlarca yemek fabrikasını, yüzlerce çalışanı işsiz kalmayla karşı karşıya getirdi.
Yemek Sanayicileri Federasyonu Başkan Yardımcısı, Karadeniz Yemek Sanayicileri Derneği Onursal Başkanı ve Can Yemek Fabrikası İşletmecisi Ercan Can ve Samsun 55 Catering Firma işletmecisi Süleyman Tekcan, Hedef Halk Gazetesi'ne yaşadıkları sorunlarla ilgili açıklamalarda bulundu.
Ercan Can ve Süleyman Tekcan, şunları söyledi: "Sektörümüzün istihdama katkısı çok büyüktür. Ülke genelinde yaklaşık dört yüz bin kişi istihdam ediyoruz. Samsun'da bu rakam yaklaşık 2 bin kişi. Samsun'da 22 firmayız."
Kamu İhale Kanunu'na göre düzenlenen taşımalı eğitim kapsamında öğrencilere yemek hizmeti ulaştırma yetkisinin ellerinden alınmasına ve öğretmenevlerine verilmesine tepki gösteren Ercan Can ve Süleyman Tekcan, Samsun Valisi Doç. Dr. Zülkif Dağlı ve İl Milli Eğitim Müdürü Coşkun Esen'e seslerini duyurmak isterken, "Tencere tava kaynamıyor" diyen işletme sahipleri, Samsun'da yaklaşık 2 bin kişinin istihdam edildiği yemek sektörünün iflas etmek üzere ve ocaklarını kapatmakla karşı karşıya olduğunu söyledi.
SEKTÖRÜMÜZ CAN ÇEKİŞİYOR
İşletme sahipleri Ercan Can ve Süleyman Tekcan, şunları söyledi: "Samsun'un bir çok ilçesinden üyelerimizin talep ve şikayetlerini dikkate alıyoruz. Üyelerimizin çoğu gerçekten zor durumda. İlçelerde belirli işletmelerin yemek ihtiyaçlarını karşılayan firmalarımızın asıl işlevi taşımalı eğitim kurumlarının yemek ihtiyaçlarını karşılamaktır. Sektörümüz, 2002 senesinde taşımalı eğitim kurumlarının faaliyete geçmesiyle birlikte gelişmeye başlamıştır. Maalesef son zamanlarda öğretmenevlerinin işimize müdahale etmeleri nedeniyle ciddi olarak mağdur durumdayız. Şu an hepimiz iflasın eşiğine gelmiş bulunuyoruz. Bu sıkıntı nedeniyle işyerlerini kapatan, işçilerine maaş ödemekle güçlük çeken birçok üyemiz var. Hatta bu sıkıntı nedeniyle bir arkadaşımız Terme'de intihar ederek hayatına son verdi."
ÖĞRETMENEVLERİ'NDE NELER OLUYOR?
"13 yıl önce Bafra Öğretmenevi'nde başlayan ve dalga dalga büyüyerek, bugün bizim ekmek teknelerimizi tehdit eder hale geldiler" diyen Ercan Can ve Süleyman Tekcan, şöyle dedi; "Ciddi duyumlar alıyoruz. Bu tarz kurumların yürüttüğü yemek hizmetlerinin artık bir rant aracına dönüştüğünü üzülerek belirtmek durumundayız. Bir çok ilçeden benzer şikayetler alıyoruz. Bu tarz iddialardan İl Milli Eğitim Müdürü'nün habersiz olması düşünülemez. Neden yönetici konumdaki bazı kişiler birçok defa görevden alındığı halde tekrar aynı göreve getiriliyor? Yine bu tarz kurumlar, mal alımlarını doğrudan teminle mi yapıyorlar, yoksa eş, dost, akraba işiyle mi yapıyorlar? Aynı soyadıyla mal alımı yaptıkları doğru mu? Öğretmenevlerinde yapılan harcamalarda usulsüzlük iddialarıyla ilgili de ciddi kaygılarımız var. Tek maaşla çalışan öğretmenevi müdürlerinin çocukları hangi özel okullarda okuyor? Bu tarz kurumların yıllık cirolarının yaklaşık 9-10 milyon TL gibi ciddi rakamlara ulaştığını ve senelik borç tutarlarının da oldukça yüksek olduğunu biliyoruz. Bu borç tutarlarında telaffuz edilen rakamlar resmi midir? Piyasaya olan borç tutarları yaklaşık 500 Bin TL'ye tekabül etmektedir. Bu kadar geliri olan bir kurumun acaba SSK ve vergi borcu var mı? Varsa bu paralar nereye harcanıyor? Yine bu kuruluşlar, yolcu taşıması gereken C plakalı araçlarla malzeme taşıyorlar. Bunun da duyumunu aldık."
YETİŞMİŞ AŞÇILARI İSTİYORUZ
Ercan Can ve Süleyman Tekcan, "Yine Havza Öğretmenevi'nin Canik İlçe Müdürlüğü'ne taşıma ihalesini aldığını öğrendik. SAGİMAT'ta faaliyet gösteren bir işyeriyle iş birliği içerisinde hareket ettiği iddia ediliyor. Bu üretimde kişisel menfaatler mi söz konusudur? Biz sektörün asıl sahipleri olarak yetişmiş aşcı bulamazken, Havza Öğretmenevi, deneyimli aşçıyı nereden ve hangi yöntemle temin etmektedir? Biz o Akşam Sanat Okulu'nda eğitim gören aşcı öğrencileri istiyoruz. Yetiştireceğiz, istihdam edeceğiz. Buradan sesleniyoruz, gönderin o öğrencileri bizlere" dediler.
İHALEYE GİRMEDEN İLÇE İLÇE PAYLAŞMIŞLAR
İşletme sahipleri, "Aldığımız duyumlara göre Kavak Öğretmenevi, Atakum ve Asarcık'ın, Bafra Öğretmenevi 19 Mayıs'ın, Alaçam Yakakent'in, Terme; Çarşamba, Salıpazarı ve Ayvacık'ın, yine Havza'nın Tekkeköy ve Canik'in taşımalı eğitim kurumlarının yemek ihtiyacını karşılayacak. Bu nasıl oluyor. Hani nerede ihale? Bu hizmetle ilgili şartnameler var. Zorunlu olması gereken kalite belgeleri var. Sürekli denetimden geçiyoruz. Tarım Müdürlüğü, SGK, maliye gibi. Peki Öğretmenevleri de denetleniyor mu? 125 öğrenci de bir personel bulundurmak zorundalar. Var mı? Yaklaşık 7-8 bin öğrencide bu rakam yaklaşık 70-80 personel yapar? Nerede bu personeller. Havza'dan Canik'e yemek taşınır mı?" diye sordular.
SAYIŞTAY RAPORU VAR YİNE DE GÖRMEZLİKTEN GELİYORLAR
İşletme sahipleri Ercan Can ve Süleyman Tekcan, "Yine Terme Öğretmenevi'nde yapılan bir ek binada kimya ve motor bölümündeki kimya bölümü iptal edilerek yemekhaneye çevrileceğini öğrendik. Burada aşçı mı yetiştirilecek? Bu tarz birimler Akşam Sanat okullarında olması gerekirken neden ilgisi olmayan bir kurumun bünyesinde faaliyet gösteriyor? Bu tarz oluşumlarda demirbaş malzemeler temin edilirken neden esnaf çeki kullanılıyor? Bu tarz soruları sormak durumundayız ve sormaya devam edeceğiz. Üstelik bu kurumların yemek tedariği ve ulaştırma hizmetleriyle ilgili herhangi bir yetki belgesi de bulunmuyor. İlgili yasa ve yönetmeliklerdeki açıklardan yararlandıklarını düşünüyoruz. Mahkeme kararları var, sayıştay raporunda öğretmenevleri bu işi yapamaz deniyor. Bu kararlar görmezlikten geliniyor. İlgili yasalar ortada. Kamuya açık. Bu kadar usulsüzce ilerleyen bir süreç yaşanıyor ki; biz yemek sektörüne yatırım yapmış iş insanları olarak şaşırıyoruz" diye konuştular.
TENCERE TAVA KAYNAMIYOR
"Yemek fabrikalarımızın pasifize edilerek iflasa sürüklenmesine göz yumamayız" diyen işletme sahipleri Ercan Can ve Süleyman Tekcan, sözlerini şöyle tamamladı; "Başta Valimiz olmak üzere ilgili devlet kurumlarının bu tarz usulsüzlüklerle ilgili ciddi denetimler yapmalarını ve sorumlulara gereken cezai müeyyideleri uygulamalarını bekliyoruz. Devletimiz işin erbabı olarak bize sahip çıkmayacaksa biz bu işi bırakalım. Biz üvey evlat değiliz? Valimizden, İl Milli Eğitim Müdürümüzden, Ticaret Odası Başkanımızdan bizlere yardımcı olmalarını bekliyoruz ve onlardan görüşme talep ediyoruz. Fabrikamızda tencere tava kaynamıyor. Milyonluk yatırımlar yaptık bizler. Bugün bankalarla dönüyoruz. Teminat göstermediğimiz tek bir şeyimiz kalmadı. İşçilerimizi çıkarsak, tazminat ödeyebilecek durumda değiliz. Tabiri caizse bitmiş durumdayız. Fabrikalarımız atıl vaziyette bekliyor. Ürün depolayamıyoruz, anlaşmalı olduğumuz özel sektör zorda. Biz zordayız, çalışanlarımız zorda. Onlara da sahip çıkılması gerekiyor. Bugün tencere tava eylem yapmayı düşünüyoruz. Samsun'da 2 bin kişi bu sektörden evine ekmek götürüyor. Lütfen sesimizi duyun."