Samsun Barosu avukatı Hüseyin Cimşit, 6 Şubat'taki 'asrın felaketi' olarak nitelendirilen depremlerin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bakanlar ve belediye başkanları hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.Avukat Cimşit, sosyal medyada yaptığı bazı paylaşımların şikayet edilmesi üzerine savcılık tarafından ifadeye çağrılmıştı.Avukat Hüseyin Cimşit, seçim tarihini 14 Mayıs olarak imzalayan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aldığı kararının keyfi olduğu gerekçesi ile Danıştay'a 'yürütmeyi durdurma istemi' ile dava açtı. Cimşit, Danıştay'a açtığı davanın yanı sıra Yüksek Seçim Kurulu'na da 14 Mayıs seçim tarihi ile ilgili itiraz dilekçesi verdi.SEÇİM TARİHİ KEYFİ OLARAK DEĞİŞTİRİLEMEZ
Avukat Hüseyin Cimşit, dilekçesinde şu görüşlere yer verdi; "Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanlığı internet sitesinde "Biraz önce, anayasamızın 116. maddesinin verdiği yetkiyle, 18 Haziran 2023 tarihinde yapılması gereken cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinin 14 Mayıs'ta yenilenmesi kararını imzalamış bulunuyorum" beyanı ile aslında seçimlerin yenilenmesine değil seçim tarihinin değiştirilmesine karar vermiştir. Kendisinin seçim tarihinin değiştirilmesi konusunda böyle bir yetkisi Anayasa'nın 116. maddesinde yoktur. Seçim tarihi keyfi olarak değiştirilemez. Nitekim 2. Kez Cumhurbaşkanı seçilmeden önce kendisinin verdiği ve de arşivlerde de bulunan beyanları ile "seçimlerin yenilenmesi ancak parlamentonun kararı ile olur" demiştir. Cumhurbaşkanının beyanatı cumhurbaşkanını kesin olarak bağlar. DANIŞTAY BUNA 'DUR' DEMEK ZORUNDADIR
Normal seçim zamanı olan 2023 yılı Haziran ayı 18. ya da 25. gününde yapılacak seçimlerin 5 hafta önceye alınmasının adı Türkçe dilinde ve hukuk dilinde "Seçimlerin Yenilenmesi" değil, "Seçim Tarihinin Keyfi Olarak Değiştirilmesidir."Danıştay buna 'Dur' demek zorundadır. Anayasa 116. maddesinin 1. bendi olmadığı taktirde, 116. maddesinin 2. bendinde yazılan "Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır." cümlesi "Cumhurbaşkanı canı istediği zaman keyfi olarak seçim tarihini değiştirebilir" anlamını taşımamaktadır. Yüksel Seçim Kurulu, Anayasa'nın 116. maddesine aykırı olarak alınan bir kararı uygulayamaz. Uygularsa da Anayasa'yı ihlal etmiş ve görevi kötüye kullanmış olur."
Avukat Hüseyin Cimşit, dilekçesinde şu görüşlere yer verdi; "Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanlığı internet sitesinde "Biraz önce, anayasamızın 116. maddesinin verdiği yetkiyle, 18 Haziran 2023 tarihinde yapılması gereken cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinin 14 Mayıs'ta yenilenmesi kararını imzalamış bulunuyorum" beyanı ile aslında seçimlerin yenilenmesine değil seçim tarihinin değiştirilmesine karar vermiştir. Kendisinin seçim tarihinin değiştirilmesi konusunda böyle bir yetkisi Anayasa'nın 116. maddesinde yoktur. Seçim tarihi keyfi olarak değiştirilemez. Nitekim 2. Kez Cumhurbaşkanı seçilmeden önce kendisinin verdiği ve de arşivlerde de bulunan beyanları ile "seçimlerin yenilenmesi ancak parlamentonun kararı ile olur" demiştir. Cumhurbaşkanının beyanatı cumhurbaşkanını kesin olarak bağlar. DANIŞTAY BUNA 'DUR' DEMEK ZORUNDADIR
Normal seçim zamanı olan 2023 yılı Haziran ayı 18. ya da 25. gününde yapılacak seçimlerin 5 hafta önceye alınmasının adı Türkçe dilinde ve hukuk dilinde "Seçimlerin Yenilenmesi" değil, "Seçim Tarihinin Keyfi Olarak Değiştirilmesidir."Danıştay buna 'Dur' demek zorundadır. Anayasa 116. maddesinin 1. bendi olmadığı taktirde, 116. maddesinin 2. bendinde yazılan "Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır." cümlesi "Cumhurbaşkanı canı istediği zaman keyfi olarak seçim tarihini değiştirebilir" anlamını taşımamaktadır. Yüksel Seçim Kurulu, Anayasa'nın 116. maddesine aykırı olarak alınan bir kararı uygulayamaz. Uygularsa da Anayasa'yı ihlal etmiş ve görevi kötüye kullanmış olur."
