Samsun’un Çarşamba İlçesi Eğercili Mahallesi’nde kurulacak olan dünya enerji envanterinde ‘çevreci yeşil enerji’ olarak tanımlanan ve tarımsal atıkları elektriğe çevirirken, ekonomiye de kazandıran biyokütle enerji santrali ile ilgili art niyetli manipülasyonlar devam ediyor.
Tamamen başka amaçlar ve hedeflere yönelik olarak açılan davalarda verilen kararların Danıştay tarafından bozularak kurulmasının önü açılan santrale yeni engeller çıkarmak üzere algıya yönelik yıkıcı ve bölücü çabalar bir takım çevreler tarafından sürdürülüyor.
Bu yıkıcı ve bozguncu çabalara bölge halkı da karşı çıkıyor. Yöredeki kadın çiftçiler başta olmak üzere birçok çiftçi grubu Türkiye’nin farklı yerlerinde tarımsal alanlara kurulu olan santralleri bizzat gezerek bilgi sahibi oldular.
Gezilerden sonra çiftçiler kamuoyuna yaptıkları açıklamalarda, santralle ilgili yapılan eleştirilerin söylenenler gibi olmadığını, benzeri santrallerin çevresinde tarımsal faaliyetlerin devam etiğine ve ceplerine giren mazot paraları ile ekip biçmeye devam ettiklerine şahit olduklarını ifade ettiler.
Edinilen bilgiye göre, bütün bu gerçek bilgilere rağmen, SAMÇEP adı verilen belli bir kesimin kümelendiği örgüt, onca doğa meselesi varken Atakum’daki AVM gibi tesisler, ayrı bir sorun oluşturuyor olmasına rağmen, bütünü ile biyokütle tesisine yönelik art niyetli çabaların merkezi oldu. İşin aslına bakıldığında meselinin ova olmadığı, altında tamamen topyekün bir yatırım ve enerji üretim karşıtlığı olduğu, sistemli bir devlet karşıtlığı yürütüldüğü de apaçık ortada bulunuyor.
Ova bahane edilerek, milli ve manevi değerleri yoğun olan Çarşamba halkından destek bulamayınca Mersin’den taşıma usulü, HDP’lilerin ovayı protesto için getirildiği de ortaya çıkmıştı.
Ardından da HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni’nin da birçok defa sosyal medya hesaplarından biyokütle enerji tesisi karşıtlığı için açıklamalarda bulunulmuştu.
Bu tesisi istemeyen ve ısrarla karşısında duranlara bakıldığında, SAMÇEP önderliğinde TİKO ve HDP başta olmak üzere ne kadar marjinal sol örgüt varsa işbirliği içinde bu karşıtlığı devleti karalayarak sürdürüyorlar.
Bu arada 18 Kasım’da (yarın) gelecek olan bilirkişi heyetini etkileyip, “halk istemiyor” algısı oluşturup kararı manipülatif yönde kanalize için, yine DHKPC, TİKO gibi marjinal hatta HDP ve PKK ile işbirliği de olan NÜKLEER KARŞITI PLATFORM’dan SAMÇEP‘in yardım istediği de edilen bilgiler arasında.
Güvenlik güçlerinden alınan bilgiye göre SAMÇEP, sözde çevreci olarak lanse edilen ama aslında devlet karşıtı marjinal örgütlerden oluşan Karadeniz gruplarına da çağrı yapıyor.
Biyokütle enerjiyi tamamen ters yüz ederek algı yaratmaya çalışanların oluşturmak istediği kaos ve kargaşaya vatandaşın ilgi göstermemesi için de gereken uyarılar yapıldı.
TİKO ve HDP’nin de içinde bulunduğu yerde PKK'nın da olduğunun hatırdan çıkarılmaması istendi.
Yetkililer, devletçi ve milli bir duruşa sahip olan Çarşamba halkının bu gibilerle aynı safta ve fotoğraf karesinde yer almayacaklarına inandıklarını ifade ettiler.
Tamamen başka amaçlar ve hedeflere yönelik olarak açılan davalarda verilen kararların Danıştay tarafından bozularak kurulmasının önü açılan santrale yeni engeller çıkarmak üzere algıya yönelik yıkıcı ve bölücü çabalar bir takım çevreler tarafından sürdürülüyor.
Bu yıkıcı ve bozguncu çabalara bölge halkı da karşı çıkıyor. Yöredeki kadın çiftçiler başta olmak üzere birçok çiftçi grubu Türkiye’nin farklı yerlerinde tarımsal alanlara kurulu olan santralleri bizzat gezerek bilgi sahibi oldular.
Gezilerden sonra çiftçiler kamuoyuna yaptıkları açıklamalarda, santralle ilgili yapılan eleştirilerin söylenenler gibi olmadığını, benzeri santrallerin çevresinde tarımsal faaliyetlerin devam etiğine ve ceplerine giren mazot paraları ile ekip biçmeye devam ettiklerine şahit olduklarını ifade ettiler.
Edinilen bilgiye göre, bütün bu gerçek bilgilere rağmen, SAMÇEP adı verilen belli bir kesimin kümelendiği örgüt, onca doğa meselesi varken Atakum’daki AVM gibi tesisler, ayrı bir sorun oluşturuyor olmasına rağmen, bütünü ile biyokütle tesisine yönelik art niyetli çabaların merkezi oldu. İşin aslına bakıldığında meselinin ova olmadığı, altında tamamen topyekün bir yatırım ve enerji üretim karşıtlığı olduğu, sistemli bir devlet karşıtlığı yürütüldüğü de apaçık ortada bulunuyor.
Ova bahane edilerek, milli ve manevi değerleri yoğun olan Çarşamba halkından destek bulamayınca Mersin’den taşıma usulü, HDP’lilerin ovayı protesto için getirildiği de ortaya çıkmıştı.
Ardından da HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni’nin da birçok defa sosyal medya hesaplarından biyokütle enerji tesisi karşıtlığı için açıklamalarda bulunulmuştu.
Bu tesisi istemeyen ve ısrarla karşısında duranlara bakıldığında, SAMÇEP önderliğinde TİKO ve HDP başta olmak üzere ne kadar marjinal sol örgüt varsa işbirliği içinde bu karşıtlığı devleti karalayarak sürdürüyorlar.
Bu arada 18 Kasım’da (yarın) gelecek olan bilirkişi heyetini etkileyip, “halk istemiyor” algısı oluşturup kararı manipülatif yönde kanalize için, yine DHKPC, TİKO gibi marjinal hatta HDP ve PKK ile işbirliği de olan NÜKLEER KARŞITI PLATFORM’dan SAMÇEP‘in yardım istediği de edilen bilgiler arasında.
Güvenlik güçlerinden alınan bilgiye göre SAMÇEP, sözde çevreci olarak lanse edilen ama aslında devlet karşıtı marjinal örgütlerden oluşan Karadeniz gruplarına da çağrı yapıyor.
Biyokütle enerjiyi tamamen ters yüz ederek algı yaratmaya çalışanların oluşturmak istediği kaos ve kargaşaya vatandaşın ilgi göstermemesi için de gereken uyarılar yapıldı.
TİKO ve HDP’nin de içinde bulunduğu yerde PKK'nın da olduğunun hatırdan çıkarılmaması istendi.
Yetkililer, devletçi ve milli bir duruşa sahip olan Çarşamba halkının bu gibilerle aynı safta ve fotoğraf karesinde yer almayacaklarına inandıklarını ifade ettiler.
